top of page

Dünya üzerinde yüzün üzerinde ülkeyi keşfetmiş bir gezgin ve turizm profesyoneli olarak Küba, güçlü karakteristiği nedeniyle her daim hayalimdi. İlk defa 2018 Ağustos ayında bu muhteşem ülkeyi keşfetme şansı buldum. Küba’da birçok şehir keşfederken, ülkenin farklı yüzlerini de gözlemleyebildim.


Küba’yı gezerken fark ettim ki, her şey son derece doğal… Toprağına henüz ilaç değdirilmemiş, gerçek organik tarım yapan ülkelerden biri.

Yediğiniz her tür sebze ve meyve muhteşem bir aromaya sahip. İnternet imkanları son derece kısıtlı, 1 CUC’a (1 CUC=1 Euro) 1 saatlik kullanıma sahip internet kartları satılıyor, internet sadece belli başlı meydanlarda ve yol üzerinde bazı dinlenme tesislerinde bulunuyor. Pek çok yerin sahibi devlet olduğu gibi ETECSA da devletin internet hizmeti verdiği tek şirket… 1 CUC’luk kartları ETECSA dükkanlarından almak isterseniz, en az yarım saatlik bir kuyrukta beklemeye hazırlıklı olun ve yanınızda mutlaka pasaportunuzu bulundurun. Yok ben o zahmete giremem derseniz, sokakta yerlerde onlarca insanın oturup telefonuna baktığı her yerde internet var demektir. İnternet olan meydanlarda da karaborsacı kart satıcıları yanınıza gelir, 2 CUC’a aynı kartı satarlar.


Biraz da bu güzel ülkede nereleri mutlaka gezmeniz gerektiğini özetleyeyim. Öncelikle Küba Havana demek değil, yani sadece Havana’ya gitmek üzere bir plan yaparsanız Küba’yı yeterince anlayamaz ve yaşayamazsınız. Yine de Havana da mutlaka görülmesi gereken bir şehir. Bu sıra dışı şehir Eski Havana(Old Havana), merkez Havana(Centro Havana) ve Havana’nın sahil boyunca uzanan korniş semti Malecon’dan oluşmakta… Özellikle de fotoğraf tutkunu veya şehri turist olarak değil de gezgin ruhuyla keşfetmek isterseniz, Centro Havana’ya 2 tam gün ayırın. Sokaklara taşan sıra dışı yaşamlar, sokak ortasına masayı kurup okey oynayan amcalar, yol kenarında güzel kızlara kompliman yapanlara, cam kenarında oynayan çocuklara ve sokaklarda el arabası ile sebze-meyve satanlara rastlayacaksınız. Centro Havana’da gözünüzü nereye çevirirseniz çevirin, her yer bir fotoğraf karesi her yer keşfedilesi bir görsellik ve farklı mahalle yaşamları… Ayrıca Old Havana’da Atamızın büstünü de ziyaret etmeyi unutmayın!



Havana’dan çıkarak 2 saatlik mesafede biraz da doğayı keşfedebilmeniz adına Pinar del Rio’ya doğru yol almanızı öneririm. Yol üzerindeki dinlenme noktasında, metrelerce yükseklikteki Küba’nın en yüksek viyadüğünü seyrederken, Küba-Latin ezgileriyle müziğin tadını da çıkarın. Vinales vadisi ise yemyeşil doğası ile tam bir efsane… Ağaçların üzerinde orkideler, çiçekler çıkıyor, onlarca Küba’ya özgü endemik bitki türü görebiliyorsunuz. Dünya üzerinde başka yerde göremeyeceğiniz, Küba’nın endemik göbekli palmiye ve dağ palmiyelerini de bu gezide göreceksiniz. Vinales’te ata binebilirsiniz, ayrıca Prehistorya adı verilen Frida Kahlo’nun eşi Diego’nun dizaynı ancak Kübalı ressamların hayata geçirdiği dağa çizilmiş en büyük renkli sanat eserini de keşfedeceksiniz. İşte tam da bu noktada yer alan Cafe’de Atatürk’ün resminin de olduğu bir Türk bayrağını görecek, o Cafe’de Küba’nın en iyi Pina Colada’sını da içeceksiniz. Pina Colada, Hindistan Cevizi suyu, Ananas suyu, süt tozu ve üzerine de tarçın serpilerek yapılan müthiş bir lezzet.


Denize girmeyi tercih edenler için Havana’ya 3 saat mesafede yer alan Varadero’ya mutlaka gitmelisiniz. Tropik Maldivler, Phuket tarzı mercan beyaz sahillere sahip. Küçük şirin bir kasaba gezmeyi isterseniz, Cienfuegos son derece keyifli bir yer. Üstelik bu keyifli kasabayı İtalyan bir tren eşliğinde de gezmek, tam bir ayrıcalık…



Küba’nın sıra dışı şehirlerinden biri olan ve Küba’yı bambaşka bir göz ile görebileceğiniz Trinidad’a mutlaka gidin. Eğer bu şehri görmediyseniz Küba’yı gördüm diyemez.siniz. Casa della Musica’da (Açık Havada Müzik Dinleme keyfi) merdivenlere oturup, her gece Küba’lı birkaç grubu dinleme ayrıcalığını yaşayın, giriş ücreti sadece 1 CUC… Trinidad’da fayton turu yapabilir veya irili ufaklı taşlarla döşenmiş sokaklarında dolaşabilirsiniz.


Ernesto Che Guavara’nın anıt mezarını ve müzesini görmek için ise Santa Clara’ya mutlaka uğramalısınız. Müze Che’nin devrim savaşında kullandığı özel eşyalarla dolu ve çok etkileyici… Fidel’in mezarı ise Santiago de Cuba’da… Oraya gitmeniz pek mümkün değil, zira otobüsle 17 saat olduğundan uçakla gitmek gerekiyor ancak 250 USD’den aşağı bilet bulmak mümkün değil… Bu sebeple belirttiğim yerleri gezmeniz Küba için yeterli olacaktır.



Size en önemli tavsiyem ise, Küba’da asla ve asla otelde konaklamayın. Casa (Kasa olarak okunur) ev pansiyonlarında konaklayın, böylece yerel halkla bütünleşir ve Küba’yı çok daha iyi anlayabilirsiniz. Hem ucuz konaklama imkanı, hem de otellere göre bence çok daha iyi bir deneyim… Küba’nın en güzel zamanı ise Ekim-Mayıs ayları arası. Latin Ame.rika Uzmanı Ejder Turizm’in 2.560 USD’lik Casa Parti.cular konaklamalı ve THY ile direkt uçuş imkanı sunan Küba turlarını incelemenizi öneririm. Bu fiyata, bu hizmet kalitesi ile daha iyi bir Küba seyahati bulabilmeniz bence mümkün değil...


Bu keyifli yolculuğa, bölgeyi en iyi bilen rehberler eşliğinde bir tur organizasyonu ile çıkmak istersen, Uzaklar ve Küba destinasyonu konusunda uzman Ejder Turizm'in promosyonlu Küba programlarına bu linkten göz atabilirsin.



bottom of page