Bir turizmci olarak beni kendisine hayran bırakan Filipinler'de yaşadığım deneyimleri, sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. İlk fırsatta tekrar tekrar gitmek isteyeceğim bu keyif dolu ülkede yaşadığım deneyim için buyurun yazıma...

Uzakdoğu ülkelerine seyahat etmek her zaman benim için son derece keyifli olmuştur. Her ne kadar yüz ülkenin üzerinde gezmiş olsam da, Filipinler’e bir türlü yolum düşmemişti. Rastlantı bu ya, 2018 yılında Türkiye ofisini açan Umman Sultanlığı’nın Milli Havayolu Oman Air, Boeing 787-9 Dreamliner konforu ile uçmaya başlayınca, hem bu efsane uçağın Business koltuklarını test etmek, hem de Filipinler’i keşfetmek maksadıyla Kurban Bayramı’nda yola koyuldum. Türkiye’den B787-8 Dreamliner’ı da ilk deneyimleyen seyahat yazarlarından biri olarak, bu yeni uçağın Business servisine de hayran kaldığımı belirt.meliyim. İstanbul-Maskat arası 4 saat, Maskat’tan ise 9 saat yolculukla Filipinler’e ulaşabiliyorsunuz. Maskat’ta da sadece 1,5 saatlik bir bağlantı olduğundan, yorulmadan son derece keyifli bir şekilde Manila’ya ulaştım. Pasaporttan hızlı bir şekilde geçtim, size tavsiyem uçak bileti, ara uçuşlar ve tüm otel rezervasyonlarınız için bir dosya yapın, seyahatiniz boyunca birçok kez size bunları soracaklar. İlk gün saat 21:30’da Manila’ya vardığımızdan, havalimanına 2 kilometre uzaklıkta bir otele rezervasyon yaptım. Havalimanına taksimetreli taksi sokmayıp, transfer şirketleri 2 kilometrelik yol için turistlerden 200 TL para istiyorlar, 100 TL’den aşağı da kesinlikle gitmiyorlar. Eğer tura katıl.madan gelirseniz, Grab adında bir mobil uygulama var, onu indirip, aracı oradan çağırın, 13 TL’ye otelimize geldik.

Ver Elini Boracay...

Ertesi sabah erkenden iç hatlar uçuşu yapılan Domestic havalimanı Terminal 4’e taksimetreli taksi ile 8 TL’ye ulaştık. Filipinler içinde adalara gidebileceğiniz Swift Air, Air Asia, Cebu Pasific, Philipine Airlines gibi havayolu firmaları var. İlk iç hat uçuşumuzu Air Asia ile Boracay Adası’na yaptık, bu havayolu diğerlerine göre daha büyük uçaklarla uçuyor. 1 saatte Boracay’a ulaştık. Neyse ki özel transfer hizmeti almışız! Zira önce havalimanından liman bölgesine 15-20 dakika gidiyorsunuz, sonra orada binlerce turist kalabalığı arasından sizi VIP bir salondan geçirip, form doldurtup hızlı tekneye bindiriyorlar. Filipinler’e giden turla gitsin derim, tek başına hareket etmesi hem çok pahalı, hem de zahmetli oluyor, onu anladım! Tekne.den inince 15 dakika daha araçla gidip otelimize ulaştık. Boracay Adası günde 19.000 kişi yaşam kapasitesini des.tekleyen bir alt yapıya sahip iken, geçtiğimiz sene günde 23.000 kişilere ulaşınca, denizde kirlilik, belediye hizmet.lerinde de aksamalar olmuş ve devlet başkanı altı ay boyunca adayı turistlere kapatarak, denizi ve çevreyi rehabilite ettirmişti. Adaya varır varmaz hızla plaja koştuk. Bir de ne görelim deniz aşırı dalgalı ve havada çılgın bir rüzgar… Kurban Bayramı seyahatini değerlendirdiğimizden Filipinler’in kötü mevsiminde gelmek zorunda kalmıştım! Siz siz olun yıllık izin mi alırsınız, kendinize fırsat mı yaratır.sanız bilemem ama Filipinler’e Ekim-Nisan arası gidin. O tarihlerde Boracay’ın denizi ve sahili efsane güzel, internetteki fotoğraflardan kolaylıkla anlayabiliyorsunuz. Bora.cay bembeyaz mercan kumlu yedi kilometrelik upuzun bir plaja sahip, buraya White Beach deniyor ve bölgede birçok otel bulunuyor. Talipapa denilen adanın bu en turistik, en keyifli bölgesinde plajın hemen arkasında sıra sıra dükkanlar, cafe ve restoranlar var. Ayrıca son derece kaliteli mağazaları bulunan d-mall adında bir açık hava alışveriş merkezi de var. Paranızı Filipin Peso’suna çevirecekseniz, burada değil, otellerin bulunduğu içerlek caddelerde bozdurun, çok fark ediyor. Ama d-mall’da telefonunuza 50 TL verip sim kart alıp, seyahatiniz boyunca kesintisiz internet keyfi yaşayabilir ve WhatsApp bağlantısına sahip olursunuz.

Boracay’da yapılacak bence en çok keyif alabileceğiniz iki aktivite var. Snorkelling yaparak rengarenk balıklar ve mercan resiflerle yüzebileceğiniz bir tekne turuna çıkmalısınız. Adanın hemen her yerinde satıyorlar, fiyatları kişi başı 100-150 TL arası değişiyor. Toplam dört saat kadar sürüyor, iki snorkelling molası, Entalula Beach denilen efsane bir plajda yüzme ve fotoğraf molası veriyorlar. Ücrete doyurucu bir öğle yemeği, tekne turu, limana araç ile ulaşım ve şnorkel malzemesi de dahil oluyor. İşin garibi dönüşte otelinize değil, tekneye bindiğiniz limanda yarı yolda bırakıyorlar. Otelinize fiks tarife 15 TL’ye Tricycle olarak ifade edilen üç tekerli motorla dönüyorsunuz. Filipinler’de pazarlık yapılmak kaydıyla, bir yerden bir başka yere gitmek için en ucuz yol Tricycle araçlar… Bir diğer Boracay aktivitesi ise gün batımından önce yelkenli teknelerle denize açılıyorsunuz. Her yerde yüzlerce yel.kenli tekne ve gerçekten de muhteşem bir gün batımını Boracay’da gözlemliyorsunuz. Tur 45 dakika sürüyor ve kişi başı 150 TL. Ne gerek var gün batımına tekne ile diyorsanız, White Beach’ten yelkenlilerin plajdan denize açılmalarını fotoğraflayabilir, buradan da gün batımının tadını çıkarabilirsiniz. Boracay’dan Entalula Beach ve White Beach’in yanı sıra, vaktiniz olursa Ilig Iligan ile Puka Beach’te de denize girmelisiniz. Bu arada snorkel.ling nasıldı derseniz, daha sonra gideceğimiz Palawan bölgesi, Mısır’daki Sharm El Sheikh, Maldivler ayarında olmadığını peşinen söylemiş olayım, ama deniz ve plajlar sayesinde tropik bir destinasyonda olduğunuzu hissedi.yorsunuz. Boracay’da iki gece kalınması bence yeterlidir, daha fazla kalacağınıza Palawan’da daha fazla zaman geçirmenizi öneririm.

Palawan ve El Nido Efsanesi

Sabah erken kalkan Swift Air’e ait 46 kişilik küçük ama tertemiz, konforlu uçak ile 1 saat 10 dakikada Boracay’dan Palawan’a uçtuk. Havalimanını görmeniz lazım, avuç içi kadar! Konaklayacağım tesis, El Nido Resorts’a bağlı Lagen Island ve sahibi de Swift Air uçak firması olduğun.dan bavulunuzu sizin yerinize görevliler alıyor, otele vardığınızda odanızda buluyorsunuz. El Nido Havalimanı’nın bulunduğu yerde beyaz kumlu upuzun bir sahil, müthiş restoran-cafe ve barlar bulunuyor. Lio Beach olarak adlandırılan bu bölge Türk seyahat severlerin El Nido Resorts’lere göre daha uygun olduğundan, ana tercih edilen sahil diyebilirim. Lio Beach bölgesinde otellerin geceliği 1.000 TL civarı iken, El Nido Resorts’ler 4.000 TL civarı. Arada ne fark var derseniz, Palawan bölgesinin en keyifli adalar topluluğu El Nido bölgesinde bulunuyor. El Nido bölgesi içinde yüksek dağ ve tepeler olan, bir çok irili ufaklı adadan oluşuyor. 100-150 metre yüksekliğinde devasa bir kaya danın tamamının üzerinde yükseliyor, adanın çevresinde bazı yerlerde 15-20 metre, bazı yerlerinde 50-100 metre uzunluğunda doğal plajlar oluşmuş. Pek çok ada bakir ve tesis yok. Dört tanesinin üzerinde ise El Nido Resorts’e bağlı tesisler var. Maldivler’deki gibi su üstü bungalovlarda, orman bungalovlarında veya plajlardakilerde konaklayabiliyorsunuz. Lio Beach dediğimiz havalimanı bölgesinden speed boat ile 25 daki.kada, tahtadan yapılma geleneksel motorlu kayıklarla ise 50 dakikada Lagen Island’a ulaşabiliyorsunuz. Adada dilerseniz Oda Kahvaltı hizmet alabiliyor, dilerseniz sabah-öğle-akşam yemeklerini.zin dahil olduğu Tam Pansiyon paketinizi satın alabiliyorsunuz. Eğer tam pansiyon kalıyorsanız her gün bir çevre gezisini de otel ücretsiz olarak size sunuyor. Burada yapacağınız aktiviteler nedir derseniz, aslında Filipinler dendiğinde instagramda gördüğünüz ne kadar muhteşem gör.sellik ve aktivite varsa burada yapabiliyorsunuz. Kayak adı verilen bizim bildiğimiz kano benzeri iki kişilik botlarda lagün.lerde gezinti yapabilirsiniz. Bu geziniz esnasında zaman zaman daracık kayalıkların arasından geçecek, zaman zaman sıra dışı doğaya açılan farklı rotalara çıkacaksınız. Bazen altınızda mercan resifleri ve rengarenk balıkları seyrederken, bazense kanodan inerek küçük mağaraları keşfedeceksiniz. Small Lagoon, Secret Lagoon ve Big Lagoon’u görebileceğiniz değişik tur seçenekleri mevcut. Secret Lagoon çok enteresan bir yer, tekneden atlayıp yüzüyorsunuz karşınızda kocaman devasa bir kaya var. Kayaya yaklaşınca sadece vücudun geçeceği kadar küçük bir boşluk olduğunu fark ediyorsunuz. İçinden geçtiğinizde ise etrafı kayalarla çevrili, göğe yükselen devasa kayaların ortasında hiç kıpırdamayan bir suda yüzüyorsunuz. Doğanın gücü ve heybeti karşısında büyülenmemek elde değil… Bir diğer aktivite ise Paddle Board. Paddle, hani şu instagram fotoğraflarında sıkça gördüğünüz kano tarzı bir board üzerinde ayakta durarak kürek çektiğiniz aktivite! Özellikle de Big Lagoon’da yapılacak Paddle Board aktivitesinde devasa dağlarla çevrili görkemli bir manzara eşliğinde keyif dolu saatler geçirebilirsiniz. Bir yandan kuş sesleri, diğer yandan denizin o muhteşem kokusu… Sessizlik ve küreğinizi batırdıkça denizden çıkan o şırıltılı dingin ses… El Nido Resorts’lerde kalıyorsanız bir şansınız da, dağa yaslanmış tesisinizin hemen önündeki denizde Paddle Board, Kayak, Snorkelling, hatta altı şeffaf kano ile mercan resiflerini ve balıkları seyrederek keyif dolu dingin saatler geçirebilirsiniz.

El Nido Resorts’e bağlı konakladığımız Lagen Island isimli otelde bir diğer aktivitemiz için sabahın erken saatlerinde uyandık. Tesisin rehberi eşliğinde kayalıklara önceden organize edilmiş bir yol üzerinden tırmanmaya başladık. Bir süre sonra devasa ağaçların olduğu ormanlık alan içinden geçtik ve dağın tepesine çıktık. Sıra inişe gelmişti, o da ne! Her yerde onlarca kuş müthiş bir harmoni eşliğinde yürürken, ağaçtan ağaca atlayan onlarca maymuna rastladık. Tepenin inişini tamamladığımızda ise adanın tam ters tarafına varmış olduk. Bir de ne görelim, 50 metre uzunluğunda bembeyaz bir plaj ve plajda bizden başkası yok! Snorkelling yapmak için de son derece ideal bir plajdı. Issız olması nedeniyle mercan resifleri hiç zarar görmemiş, binlerce balığın arasında keyifle saatlerce yüzdük. Lagen Island’da kalırken evliliğimizin 15. yıldönümü olduğunu öğrenen otel yetkilileri, bize havuz kenarında gün batımının en iyi gözlemlendiği yerde özel masa kurmuşlardı! Başımızda özel bir garson ve yemek tercihlerimiz göz önüne alınarak bizim için özel hazırlanmış bir mönü bize eşlik etti. Yemek sonunda özel hazırladıkları pastayı kesmeleri de, bizi duygulandırdı.

Ertesi gün, sabahtan yine El Nido Resorts zincirinin bir tesisi olan Miniloc Island’a gittik. Sebebi ziyaretimiz snorkelling yapmak ve Jack Fish denilen devasa balıkları beslemekti! Çatıları çalı çırpı ile kaplanmış, otantik ve keyifli bir tesis Miniloc Adası. Hepsinden de güzeli, Filipinler’de yaptığımız en iyi snorkelling deneyimi idi. Jack Fish balıkları beslerlerken biz suyun içinde balıkların karidesleri kapışlarını seyrettik. Jack Fish, 25-45 kg. ağırlığına ulaşan, boyları da 1 metre civarında olan siyah balıklar… O ağırlığı ve hantal görünümlerine karşın, suyun içinde onlarca insana çarpma.dan keskin manevralar yap.maları şaşılacak türden bir deneyimdi. El Nido’daki son gecemizi geçirmek üzere, Lio Beach’te Kasa Calaw oteline geldik. Bu otel de 2 katlı bir bina ve son derece moderndi. Lio Beach’te kalmamızın ana nedeni ise sabah erkenden Manila’ya uçacak olmamızdı. Zira El Nido Resorts’ten belli saatlerde speed boat transferi olduğundan, erken uçuşlar için Lio Beach’te kalıp, 5 dakikada havalimanına geçmek paha biçilemez. Denizi ve plajı, El Nido’nun adaları kadar güzel olmasa da, cafe-restoran ve eğlence yerleri ile biraz daha sosyalleşilebilecek bir bölge diyebilirim.

Sabah erkenden Manila uçtuk, orada da iki saatlik bir şehir turu yaptık. Şehir turumuzda 35 yaşında kurşuna dizilmesine karşın Filipinler’in özgürlük mücadelesinin kahramanı Rizal’in müzesini gezmek ve hayat hikayesini dinlemek çok değerliydi benim için. Amerikan elçiliği içindeki savaşta ölen askerlerin gömülü olduğu şehitlik ve şehrin modern yüzü olan Makati bölgesini de gezdik. Bir tarafta barakalarda yaşayan insanlar, diğer tarafta finans merkezi çevresinde kurulmuş, iki milyon dolardan başlayan evleri ile bambaşka hayatları gözlemledim.

Filipinler’le ilgili size önemli olduğunu düşündüğüm birkaç tavsiye bulunacağım. Ağırlıklı olarak Kore ve Uzak.doğu menşeili turistler ülkeyi ziyaret ettiklerinden, kahvaltılar daha çok baharatlı-soslu yemekler şeklinde. Peynir ve zeytin Akdeniz’den gelen ve en pahalı yiyecek kalem.lerinden olduğundan dört yıldız standardının aşağısındaki otellerde bulunmaz. Atıştırmak isteyenler için fırın-pastane tarzı yerlerde kruvasan, hatta İtalyan ekmeği bile bulabiliyorsunuz, kahvaltı konusunda titizliğiniz varsa buraları değerlendirebilir veya American Breakfast yazan bazı restoranları da tercih edebilirsiniz. Gideceğiniz yer neresi olursa olsun, oteller döviz bozmuyor, dövizinizi turistik ana lokasyonlar yerine halkın daha çok gezdiği yerlerde bozdurursanız kayıp yaşamazsınız. Eğer Fili.pinler’e kendi rezervasyonlarınızı kendiniz yaparak geliyorsanız, ne kadar yazışma, otel rezervasyon çıktısı ve ana-ara uçuşlar olmak üzere tüm uçak biletlerinizi alınız, kendinize bir dosya yapınız. Filipinler nüfus yoğun bir ülke olduğundan ve aile bağları çok güçlü olduğundan, bir kişi uçağa bineceğinde aynı aileden 15-20 kişi uğurlamaya çalıştığından, havalimanı girişlerinde uçak bileti kontrolü yapıp, sadece bilet sahipleri alana alınmaktadır. Yani diğer birçok ülkedeki gibi benim biletim elektronik nasılsa diye giderseniz, alana giremezsiniz.

Bir turizmci olarak tavsiyem, Filipinler bence ülkeyi iyi bilen bir rehber eşliğinde ve mümkünse her şeyin tur tarafından organize edildiği şekilde gezilse daha iyi olur. Hem ucuz bir ülke değil, hem de transferler-ulaşımlar-bazı imkanlar sizin için hem zorluk, hem de ucuza mal edeceğim derken daha pahalıya patlayacak bir turistik destinasyondur. 2022 yılı ve 2023 içinde Ejder Turizm’in Filipinler destinasyonu için hazırladığı 13 günlük bir çok promosyon tur programı bulunuyor. Turlar hem doyurucu içeriğe sahip, hem de fiyatı bence gayet uygun. Filipinler’e mutlaka gitmelisiniz. Bir turizmci olarak, o kadar ülke görmüş olmama rağmen özellikle de Palawan bölgesi beni kendisine hayran bıraktı. Eminim siz de seveceksiniz… Keşif dolu seyahatleriniz olsun.

Bu keyifli yolculuğa, bölgeyi en iyi bilen rehberler eşliğinde bir tur organizasyonu ile çıkmak isterseniz, Filipinler'e promosyon turları olan Ejder Turizm'in web sitesini mutlaka ziyaret etmelisiniz.