top of page
  • Instagram
  • Twitter
  • Facebook


Bir tarafı deniz bir tarafı orman... Karadeniz Bölgesi hem doğal yapısı hem de kendine özgü kültürüyle ziyaretçi akınına uğruyor. Serin yaylalar, gürül gürül akan dereler, doğa ile insanın muhteşem uyumu Karadeniz’i vazgeçilmez kılıyor...


Türkiye’nin yeşil, yemyeşil yetmezmiş gibi mavi, mas.mavi bölgesidir. Her ne kadar son 20 yıldır popüler turizm destinasyonları arasına girdiyse de kıymeti, güzelliği sorgulanmaz. Evet neredeyse memleketimizi bir uçtan bir uca bir kuşak gibi saran Karadeniz Bölgesi’nden bahsediyoruz. 18 il ve 194 ilçeden oluşan Karadeniz Bölgesi’ni gezmekle tüketmek mümkün mü bilinmez… Öncelikli olarak birkaç şehri görmek, şöyle boydan boya bölgeyi bir gözden geçirmekte fayda var. Günümüzde Karadeniz’i çok iyi tanıyan, ziyaretçiye bütünlüklü bir bölge profili sunan tur organizasyonları yapılıyor. Bunlardan birine dahil olmak mantıklı görünüyor. Ama baştan söyleyelim tek bir seyahatle Karadeniz’e doymak çok zor.


Peki nereden başlamalı? Artvin, Rize, Bayburt, Trabzon, Gümüş.hane, Giresun, Ordu, Tokat, Amasya, Samsun, Sinop, Çorum, Kastamonu, Bartın, Karabük, Zonguldak, Düzce ve Bolu… Her biri ayrı güzel her biri başka bir dünya… Hangisine gitseniz diğerinde kalır gözünüz… Ama bir yerden başlamak gerek…


Şehzadeler Şehri Amasya

Diyelim ki Amasya ilk hedefimiz. Güzeller güzeli Şehzadeler Şehri, Yeşilırmak’ın gerdanlığı Amasya… Osmanlı döneminde şehzadeler iyi bir eğitim almak üzere bu masalsı şehre gönderilirmiş. Şehri görünce anlıyorsunuz nedenini. Sanki bir huzur vahası… Nehir kenarına birer mücevher tanesi gibi dizilmiş, el emeği göz nuru konaklar, iki kıyıyı birbirine bağlayan zarafet timsali köprüler… Bu kadar değil elbette şehre serpilmiş onlarca tarihi eser ve doğal oluşumlar insanı büyüleyecek kadar güçlü… Amasya Müzesi, Amasya Kalesi, kaya mezarları ve daha nicesi…


Benzersiz Yaylalar

Amasya'nın sonrasında ver elini Perşembe Yaylası… Evet yeşilin her tonuyla göz göze gelmeye başladınız… Ter.temiz havası cabası… Karadeniz yaylarıyla meşhur. Yayla hayatı bölge kültürünün vazgeçilmez bir par.çası. Şöyle bir Giresun’a uğrayıp nefeslendiniz, Giresun Kalesi’ne çıkıp şehri kuş bakışı izlediniz. Kalede bulunan Topal Osman’ın mezarını ziyaret etmeyi unutmayın. Artık Trabzon’a doğru yol alma vakti… Dillere destan Trabzon. Çok kendine özgü. Hem doğası hem insanı… Trabzon’a gitmişken alışveriş yapmayı ihmal etmeyin, yörenin kendine özgü gıda ürünlerinin tadına doyum olmaz. Bölgede çok sayıda çay üreticisi faaliyet gösteriyor. Milli içeceğimizin kalesindesiniz, tadını çıkarın.


Karadağ’ın eteklerinde, yeşillikler içindeyken şahit olduğunuz yeşilin tonlarına şaşkınlıkla karışık hayranlıkla bakacaksınız. Başınızı biraz yukarıya doğru kaldırdığınızda kayalara oyulmuş Sümela Manastırı’nı göreceksiniz. 1250 metre yükseklikte bulunan Sümela bir mimari harika değilse nedir?


Karadeniz’in yaylaları meşhur dedik. İşte en meşhuru, artık Karadeniz deyince insanların aklına ilk gelen yerde Uzungöl’deyiz. Doğa harikası desek abartmış olmayız. Karaster, Lustra, Yaylaönü, Demirkapı, Haldizen, Ayder yaylaları var sırada. Hepsi birbirin.den özel birbirinden güzel… Peki ya Fırtına Deresi… Gümbür gümbür akan, geçtiği yerlere bereket taşıyan Fırtına Deresi… Hemen belirtelim Fırtına Deresi’nde isteyenler rafting de yapabilir. Çamlıhemşin’in süsleri Fırtına Konakları…


Artvin Karadeniz Bölgesi’nin bir başka çekim noktasıdır. Bir doğa mucizesi ile oluşmuş Borçka’da yer alan Karagöl’ün ise eşi benzeri yoktur. 19. yüzyılda bir heyelan sonucu oluşan Karagöl her yıl sayısız ziyaretçiyi ağırlıyor. Bir doğa harikasından diğerine geçelim, bu kez konum Kamilet Vadisi. Vadinin sahip olduğu zengin bitki örtüsüyle görenleri büyülüyor. Hele vadi içinde yer alan Mençuna Şelalesi, dereler üzerine kurulan kesme köprüler tadına doyulmaz bir manzara oluşturur. Mençuna Lazca “Ulaşılamaz” anlamına geliyor. Buradan da anlaşılacağı üzere Men.çuna bölgesinde gözlere şenlik bir manzara söz konusu…


Ver Elini Batum

Ta Artvin’e kadar gelmişken, Karadeniz’in bir parçası sayılan Gürcistan Batum’a gitmemek olmaz. Bu muhteşem rotanın son durağı neden komşu Batum olmasın. Sarp Sınır Kapısı geçilerek Batum’a ulaşmak mümkün. Bu şehirde alışveriş yapıp, yerel lezzetleri tadıp güzel bir gün geçirebilirsiniz. İlk elden, Gonio Kalesi ve köprüsünü, Meryem Ana Katedrali’ni, Tarihi Orta Cami’yi, Tiyatro Binası’nı, Batum Limanı ve Avrupa Meydanı’nı ziyaret edebilirsiniz…


Başta da dediğimiz gibi eğer henüz Karadeniz turu yapmadıysanız bu geziyi bir girizgah olarak kabul edin. Çünkü engin Karadeniz öyle bir seyahate sığmaz. Daha keşfedecek çok yer var, yol uzun…


Bu keyifli yolculuğa, bölgeyi en iyi bilen rehberler eşliğinde bir tur organizasyonu ile çıkmak istersen bu linke tıklayarak Karadeniz turlarını inceleyebilirsiniz. Daha detaylı bilgi ve tur rezervasyonu için aşağıdaki iletişim numarasını da arayabilirsiniz.


Prontotour Call Center : 444 91 92

Comments


bottom of page